– Keşke görebilseler içimi. Anlatabilsem inanırlar mı?
– Yorgunum, hiçbir şey bilmiyorum; tek istediğim, yüzümü kucağına koymak, başımın üzerinde dolaşan elini hissetmek ve sonsuza dek öyle kalmak
– İyiler uygun adım yürür. İyilerin varlığından habersiz olan başkaları onların çevresinde dans eder, zamanın oyununu oynarlar.
– Bastığın yerin iki ayağının kapladığından daha büyük olamayacağını anlamak ne büyük bir mutluluktur.
– Nasıl yaşanırsa, öyle olunur.
– Bir hedef var, ama yol yok; bizim yol dediğimiz şey, bir duraksamadır.
– Bir elmanın birbirinden farklı görünüşleri olabilir: masanın üstündeki elmayı bir an olsun görebilmek için boynunu uzatan çocuğun görüşü ve bir de, elmayı alıp yanındaki arkadaşına rahatça veren evin efendisinin görüşü.
– Kötü’nün elindeki en ayartıcı silah, savaşa çağrıdır. Kadınlarla yapılan savaşa benzer ki sonu yatakta biter.
– Bir kitap, içimizdeki dönmüş denize inen balta gibi olmalı.
– Yılanın aracılığı gerekliydi: kötü, insanı ayartabilir; ama insan olamaz.